Günlük hayatta depresyon belirtilerinizi maskeliyorsanız ‘yüksek işlevli depresyon’da olabilirsiniz
Son günlerde sosyal medyada ‘yüksek işlevli depresyon’ adı verilen yeni bir kavram gündemde.
- Okunma sayısı : 117
- 06.May.2024
- Okuma Süresi 4 Dk.
- Twitter'da Paylaş
Yüksek işlevli depresyonun klinik bir bozukluk veya tanınmış bir tanı olmadığını belirten Medicana Ataşehir Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Klinik Psikolog Sinem Özdener, son dönemde gündeme gelen bu kavramla ilgili, “Yüksek işlevli depresyonun en belirgin özelliği, kişinin dışarıya karşı bir maske takması ve içinde hissettiği depresif belirtilerin işlevini bozmasına izin vermemesidir” dedi. Klinik Psikolog Özdener, yüksek işlevli depresyonun 7 belirtisini şöyle sıraladı: "Kişi, dışarıdan bakıldığında gündelik hayattaki sorumluluklarını yerine getirir ancak içinde boşluk ve uyuşukluk duygusu hakimdir. Kişi sürekli bir yorgunluk hisseder. Düşük enerjiyle mücadele zaman zaman kişiyi umutsuzluk hissine ve bu durumdan hiç kurtulamayacakmış gibi bir düşünceye sokmaya teşvik edebilir. Saatlerce bilgisayar oyunu oynayıp fast food tüketebilir Bu duyguların yanı sıra kişi kendini uyuşturan aktivitelere daha çok vakit ayırır. Bunlardan bazıları sosyal medyada çok uzun süre gezinmek, sürekli hazır yemek yemek ve saatlerce video oyunları oynamaktır. Kişi bu aktivitelere çok uzun süre vakit ayırarak aslında içindeki boşluk duygusunu uyuşturmaya ve ondan kaçmaya çalışır. Normalde kişinin üstünde o kadar büyük bir etkisi olmayacak bir olayın büyük bir tetikleyici olabilmesi de belirtilerden biridir. Günlük hayatta ortaya çıkan olumsuz olaylar, kişinin yetersizlik inancını pekiştirme potansiyeli taşır ve bu inancı tetikler. Bu inancın tetiklenmesiyle en küçük olaylar bile bunaltıcı hissettirebilir. Kişi, kendisinin en büyük eleştirmeni olur Bu duygu durumu aynı zamanda kişinin kendini eleştirmesine ve dikkati çok fazla kendine yöneltmesine sebep olur. Kişi zamanla kendinin en büyük eleştirmeni haline gelir. Başka bir deyişle kendine çok yüklenir. En ufak bir hata bile kişiye başarısızlık hissi verir. Bir başka belirti ise kişinin eskiden keyif aldığı aktivitelerden artık zevk almıyor oluşudur. Hepimiz zaman zaman günlük hayatımızda bize keyif veren küçük zevklere vakit ayırırız. Ancak bu durumda kişi keyif aldığı bir durum oluşturmakta zorlanır ve hayatını eskisi kadar renklendirmediğini hisseder. Bu durumun getirdiği bir etken ve bir başka belirti kişinin kendini sosyal açıdan izole etmesidir. Eskisi gibi zevk alınmaması ve umutsuzluğa kapılma duygusu kişiyi denemekten vazgeçirme potansiyeline sahiptir. Kişi zamanla kendini aile ve arkadaşlarından soyutlar ve kendi kendine kalmak ister. Bu durum da çoğunlukla dış çevreden fark edilir."
Habere 0 Yorum Yapılmış
Habere Yorum Yap
Prof. Dr. Ayazoğlu Antimikrobiyal dirence karşı uyardı
Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Yoğun Bakım Bilim Dalı Başkanı Profesör Dr.
Kışa, hastalıklarından korunmak için doğru beslenme ile bağışıklık sistemimizi güçlendirin
Beslenme ve Diyetetik Bölümü Uzmanı Uzm.
Stres, kötü ağız kokusunun baş sebebi
Uzman Diş Hekimi ve Ağız, Diş ve Çene Cerrahı Prof.