Mevsim geçişlerinde ataklar tetiklenebiliyor
Bipolar bozuklukta mevsim geçişlerinde atakların tetiklenebileceği uyarısında bulunan Dr.
- Okunma sayısı : 160
- 28.Mar.2024
- Okuma Süresi 5 Dk.
- Twitter'da Paylaş
Erkek ve kadında görülme oranı eşittir ve ortalama başlangıç yaşı 20-25 arasındadır” dedi.
Yoğun duygu-durum değişimleri yaşanıyor Bipolar (iki uçlu) kelimesinin, hastaların iki aşırı duygu durum arasında dalgalanmalar yaşadığını ifade etmek için kullanıldığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “Ruh hali ve duygular açısından bir kutup depresyonu, diğer kutup mani ya da daha hafif şiddetteki hipomaniyi temsil eder. Bütün insanların duygusal dünyasında zaman zaman değişiklikler olur. Herkes günlük yaşamında dakikalar, saatler veya bazen birkaç gün süren öfke, sevinç, üzüntü, coşku, keder, huzursuzluk, endişe duyguları arasında iniş çıkışlar yaşayabilir. Ancak bipolar bozuklukta yaşamsal olaylarla kısmen veya tamamen ilişkisiz olarak uzun süren, keskin iniş çıkışların olduğu, yoğun duygu durum değişimleri yaşanır. Bu değişimler düşünceleri, duyguları, fiziksel sağlığı, davranışları, kişinin işlevlerini ve yaşamını etkiler. Yani bipolar bozukluk duygularda, düşüncelerde, enerjide ve davranışlarda aşırı değişikliklerle seyreder” şeklinde konuştu. Genetik etkenlerde risk 10 kat fazla Hastalığın ortaya çıkma nedenleri arasında genetik etkenlerin önemli yer tuttuğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “Bipolar bozukluğu olanların birinci derece akrabalarında bipolar bozukluk riski genele göre yaklaşık 10 kat daha fazladır. Benzer şekilde bakıldığında, bipolar bozukluğu olan kişilerin akrabalarında majör depresif bozukluk riski de genele göre üç kat daha fazladır” dedi. Yüzde 30-50’sinde çocukluk travmaları etkili oluyor Psikososyal faktörler ve stresli yaşam olaylarının bipolar bozukluğun gelişiminde ve seyrinde önemli bir rol oynadığını ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “Bireysel psikososyal değişkenler genetik yatkınlıklarla etkileşime girebilir. Yapılan anketlerde, bipolar bozukluğa sahip yetişkinlerin yüzde 30-50’si çocuklukta travmatik/istismar edici deneyimler bildirmiştir. Bu durum, daha yüksek intihar girişimi oranı ve travma sonrası stres bozukluğu gibi birlikte ortaya çıkan bozukluklarla ilişkilidir” uyarısında bulundu. Mevsimsel geçişlere dikkat Bipolar bozuklukta uyarıcı madde kullanımının risk faktörleri arasında olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “Uyarıcı maddelerin (marihuana, kokain, amfetamin, efedrin gibi), aşırı kahve, enerji içecekleri kullanılması da risk faktörüdür. Yoğun stres, uykusuzluk yine hastalık dönemlerini başlatabilir. Yaklaşık dörtte birinde mevsimsel özellik vardır, dolayısıyla mevsim geçişlerinde ataklar tetiklenebilir. Çocukluk çağında dikkat eksikliği ve hiperaktivitesi olanlarda da risk daha yüksektir” açıklaması yaptı. Hastaya özel tedavi programı hazırlanır Bipolar bozuklukta her hastaya göre ayrı bir tedavi programı hazırlandığın belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, bu tedavi programında ilaç tedavisinin yanı sıra psikoterapi, bilişsel davranışçı terapi gibi çeşitli terapi yöntemlerinden yararlanıldığını söyledi. Tedavi sürecinde hayat şartlarının düzenlenmesinin de etkisi olduğunu vurgulayan Bolluk, ilaç tedavisinin hasta tarafından kendiliğinden kesilmemesi uyarısında bulundu. İlaç tedavisi yarım bırakılmamalıdır Hastanın tedavisi için kullandığı ilaçları kendi kendine bırakmasının, hastalığın daha hızlı tekrarlamasına neden olabileceğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Bolluk, hastalığın ilk 10 yılında ortalama bir insanda görülen hastalık dönemi sayısının 4 olduğunu söyledi. Bolluk, “İlk 10 yılın ardından, hastalık dönemleri arasında ortalama süre yaklaşık 1-2 yıldır. Bozukluk tedavi edilmezse, ortalama bir mani dönemi birkaç ay sürebilir. Tedavi edilmeyen depresyon döneminin süresi ise en az 6 aydır. Hastalık dönemleri arasında birçok kişi normal duygu durumlarına döner. Ama en çok görülen durum hastalığın ilk yıllarında hastalık dönemleri arasında süre uzun iken, ilerleyen yıllarda bu süre giderek kısalma eğilimi gösterir” uyarısında bulundu. Hastaya destekleyici yaklaşım önemli Bipolar bozuklukta hastaya doğru yaklaşımın da önemli olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk şunları söyledi: “Öncelikle bipolar bozukluğu hem hastanın hem de yakınlarının anlaması açısından psikoeğitim önemlidir. Ataklar ve iyileşme dönemlerinde hastaya destekleyici yaklaşmak gerekir. Doktor kontrolleri ve ilaç kullanımında motive edici yaklaşılmalıdır. Hastanın kendisini daha iyi hissetmesi yakınlarının yardımı ile daha kolay olmaktadır. Örneğin aile, doktor ve psikolog ziyaretinde hastaya eşlik edebilir, ilaç alımını hatırlatabilir. Atak durumları için bir eylem planı hazırlamak, daha sonra herhangi bir belirti geliştiğinde hem hastanın hem de ailenin hazırlıklı olmasını ve ilgili tüm kişilerin ne yapması gerektiğini bilmelerine yardımcı olur.” Taşkınlık ya da durgunluk başladığında doktora ulaşılmalı Özellikle mevsim geçişlerinde hastaya olabildiğince yakın olunması gerektiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “Hastanın uyarıcı belirtileri yakından takip edilmelidir. Bu dönemde hastanın alkol ve maddeden uzak durması gereklidir. Mutlaka uyku düzenini korumalı, gece uykusuna özen göstermelidir. Hasta taşkınlaşmaya veya durgunlaşmaya başladığında hızla doktoruna ulaşılmalıdır. Hastalığın tırmanmasını beklemek hastalığın kontrolünü çok zorlaştırır. Risk almaya meyilli olunan bu dönemlerde kredi kartlarını hastadan uzak tutmak, araba anahtarını kontrollü vermek, ilişki kurduğu arkadaşlarını takip etmek muhtemel zararları engeller. İyileşme dönemlerinde takiplerini aksatmaması ve işlevselliğini güçlendirmesi konusunda desteklenmelidir” tavsiyesinde bulundu.Habere 0 Yorum Yapılmış
Habere Yorum Yap
Prof. Dr. Ayazoğlu Antimikrobiyal dirence karşı uyardı
Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Yoğun Bakım Bilim Dalı Başkanı Profesör Dr.
Kışa, hastalıklarından korunmak için doğru beslenme ile bağışıklık sistemimizi güçlendirin
Beslenme ve Diyetetik Bölümü Uzmanı Uzm.
Stres, kötü ağız kokusunun baş sebebi
Uzman Diş Hekimi ve Ağız, Diş ve Çene Cerrahı Prof.