Türkiye nüfusunun yüzde 2,1’i taşıyıcı, en çok bu bölgede görülüyor
Ülkemizde en çok Antalya, Antakya, Mersin gibi bölgelerde görülen Talasemi’yi Türkiye nüfusunun yüzde 2,1’i taşıyor.
- Okunma sayısı : 183
- 08.May.2024
- Okuma Süresi 3 Dk.
- Twitter'da Paylaş
Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 2,1’i taşıyıcıdır. Bu oran Antalya, Antakya, Mersin gibi bölgelerde yüzde 12’lere kadar çıkabilmektedir’’ dedi.
Tanısı nasıl yapılıyor Talasemi tanısının, tam kan sayımı, periferik yayma (kan hücrelerinin mikroskopta bakılması), hemoglobin elektroforezi gibi çok basit ve kolay kan testler ile konulabildiğini ifade eden Altınkaynak, "Anne ve babadaki genlerin hastalıklı olup olmamasına bağlı olarak bireyler sadece taşıyıcı olabildikleri gibi, hafif veya ağır hastalığa sahip olabilirler. Her yeni talasemi hastası, taşıyıcı anne ve babadan doğmaktadır. Bu nedenle hastalığın oluşmasını engellemek için hastalığın sık görüldüğü bölgelerde, evlenecek olan çiftlerin talasemi taşıyıcılığı açısından taranmaları önemlidir" diye konuştu. Eşlerin ikisinin de taşıyıcı olması durumunda eşlere danışmanlık verilmesinin önemine dikkat çeken Beytullah Altınkaynak, "Genetik tanı merkezlerine yönlendirilmeli ve gebelik öncesinde gerekli tetkikler tamamlanmalıdır. İki taşıyıcının evliliği söz konusu ise çiftler mutlaka her gebeliğin ilk 2 ayında doktora başvurmalı ve gerekli tetkikleri yaptırmalıdırlar. Anne karnında tanı: koryonik villus biyopsisi, amniosentez ve kordosentez ile yapılabilir. Talasemi majörlü (ağır hastalık) hastalarda sık kan transfüzyonuna bağlı demir birikimi olur. Demir kalp, karaciğer ve hormon salgılayan organlarda (endokrin organlar) birikebilir. Bu sorunlar demir bağlayıcı ilaçların (şelatörlerin) düzenli kullanılması ile önlenebilir. Ayrıca günümüzde çok çok nadir de olsa aldıkları kan transfüzyonlarına bağlı olarak bu hastalarda hepatit B, hepatit C gibi bulaşıcı enfeksiyonlar gelişebilir" ifadelerini kullandı. Akdeniz anemisinin tamamen önlenemediğini ancak genetik danışmanlık, prenatal testler, yeni doğan taraması ile akraba evliliklerinden kaçınmak gibi önleyici önlemler alınabildiğini söyleyen Altınkaynak, "Hastalığın görülme sıklığı azaltılabilir ve hastalığın ciddiyeti, semptomları ve yaşa uygun bir tedavi seçeneği ile gelişebilecek komplikasyonlar geciktirilebilir veya engellenebilir" dedi.Habere 0 Yorum Yapılmış
Habere Yorum Yap
Prof. Dr. Ayazoğlu Antimikrobiyal dirence karşı uyardı
Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Yoğun Bakım Bilim Dalı Başkanı Profesör Dr.
Kışa, hastalıklarından korunmak için doğru beslenme ile bağışıklık sistemimizi güçlendirin
Beslenme ve Diyetetik Bölümü Uzmanı Uzm.
Stres, kötü ağız kokusunun baş sebebi
Uzman Diş Hekimi ve Ağız, Diş ve Çene Cerrahı Prof.