Yapay zeka ile meme kanserinde kişiye özel tedavi uygulanabilecek
Tüm dünyada görülme sıklığında akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alan meme kanseri, kadın kanserlerinde ise açık ara birinci sırada bulunuyor.
- Okunma sayısı : 95
- 04.Eki.2024
- Okuma Süresi 5 Dk.
- Twitter'da Paylaş
Cinsiyet ve yaş dışında genetik durum da oldukça önemli bir faktörüdür. Bunlar dışında obezite, fiziksel aktivite azlığı, beslenme, alkol-sigara tüketimi, hamilelik ve emzirme de meme kanseri riskini etkiyen nedenlerdendir” dedi.
Onkolojide yapay zeka uygulamalarının kullanımı artıyor Teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesiyle birlikte yapay zeka uygulamalarının onkolojide kullanımının giderek arttığına dikkat çeken Doç. Dr. Mehmet Metin Şeker, “Bunun en güzel örneği; yapay zeka ve derin öğrenme kapasitesine sahip bilgisayarlar ile mamografiler ve patolojiler çok yüksek bir doğruluk oranı ile değerlendirilebiliyor ve meme kanserinin erken dönemde tanısı konabiliyor. Bugün için mümkün olmasa da kısa bir süre sonra yapay zeka ile hastalar için en uygun tedavi ilacı belirlenebilecek ve hastanın tedaviden fayda görüp görmediği de tespit edilecektir” diye konuştu. Ailesinde meme kanseri olanlar daha erken yaşlarda tarama yaptırmalı Her 8 kadından 1’inin yaşamı boyunca meme kanseri olma riski taşıdığını hatırlatan Doç. Dr. Şeker, ayrıca erken tanı alan hastaların tedavilerinin daha kolay yapılabildiğinin ve sonuçların çok daha iyi olduğunun, bu nedenle meme kanserinin erken tanısının çok önemli olduğunun altını çizdi. Bu amaçla tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 40 yaşından itibaren tüm kadınlara yılda bir defa mamografi ile tarama yapıldığını kaydeden Doç. Dr. Şeker, ailesinde meme kanseri olanlarda veya genetik olarak riski yüksek olanlarda taramanın daha erken yaşlarda başlayabileceğini ve ultrason, MR gibi yöntemlerin de kullanılabileceğini belirtti. Tümörün evresi, patolojisi ve hormon reseptörleri tedavide belirleyicidir Meme kanserinin tedavisinde kullanılan yöntemlerin ameliyat, radyoterapi, hormonal tedavi ve kemoterapi olarak sınıflandırabileceğini aktaran Doç. Dr. Mehmet Metin Şeker, konuşmasına şöyle devam etti: “Hangi tedavi yönteminin seçileceğine ve doğru sıralamanın nasıl olacağına karar vermemizde en önemli kriterler hastalığın hangi evrede olduğu ve patoloji incelemesi sonucu belirlenen östrojen reseptörü, progesteron reseptörü ve HER-2 skorudur. Bu nedenle hastaya özgü en doğru tedavi planı için hastaların tedavi öncesinde bir medikal uzmanı, radyasyon onkolojisi uzmanı ve genel cerrah tarafından değerlendirilmesi çok önemlidir.” Yüksek karbonhidratlı besinler ve doymuş yağlardan uzak durulmalı “1950’lerden itibaren meme kanseri gelişiminde hormonların yani östrojen ve progesteronun önemli bir rol oynadığı bilinmektedir” diye konuşan Doç. Dr. Mehmet Metin Şeker, “Bu nedenle bu hormonların seviyesinin veya meme dokusundaki etkinliğinin azaltılması tedavide oldukça önemlidir. Tıpkı ilaçlar gibi beslenme de östrojen ve progesteron seviyelerini etkilemektedir. Yüksek karbonhidratlı besinler, özellikle doymuş yağ asitlerinden zengin yüksek yağlı besinler, tuz oranı yüksek gıdalar meme kanseri riskini artırmaktadır ve uzak durulması gereken besinlerdir. Soya ve keten tohumu gibi gıdalar da fitoöstrojenler içermektedir. Bu besinlerle yapılan çalışmalarda meme kanseri ile ilgili çelişkili sonuçlar vardır. Meme kanserli hastaların güvenli sınırda kalmak için bu gıdalardan da uzak durması uygun görülmektedir” ifadesini kullandı. Düzenli yapılan fiziksel aktivitenin de hormon profilini olumlu yönde etkilediğinin ve meme kanseri ile birçok diğer kanser türüne karşı koruyucu etki gösterdiğinin altını çizen Doç. Dr. Şeker, sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivitenin birlikte uygulanmasının hastalara neredeyse kemoterapiye yakın bir fayda sağladığını aktardı. Teknolojinin ilerlemesi ve kanserli hücrelerin genetik yapısının öğrenilmesi ile doğrudan kanserli dokuları hedefleyen ilaçlar yapmanın mümkün hale geldiğini söyleyen Doç. Dr. Şeker, bu sayede tedavide daha etkili olan ve yan etkileri daha az ilaçların üretildiğini vurguladı.Habere 0 Yorum Yapılmış
Habere Yorum Yap
Prof. Dr. Ayazoğlu Antimikrobiyal dirence karşı uyardı
Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Yoğun Bakım Bilim Dalı Başkanı Profesör Dr.
Kışa, hastalıklarından korunmak için doğru beslenme ile bağışıklık sistemimizi güçlendirin
Beslenme ve Diyetetik Bölümü Uzmanı Uzm.
Stres, kötü ağız kokusunun baş sebebi
Uzman Diş Hekimi ve Ağız, Diş ve Çene Cerrahı Prof.